Varikosel Nedir?

Varikosel nedir? Varikosel, erkeklerde görülen testisin toplar damarlarının genişlemesi olarak tanımlanan bir hastalıktır. Genelde sol testiste oluşmaktadır. İki taraflı görülebilir. Tipik olarak Hastalar uzandığında kaybolur ancak ayağa kalktıklarında belirginleşmektedir.

Testislerdeki damarların genişlemesi, damarlardaki kapakçıkların işlevlerini yitirmesi sonucunda kanın toplanması ve damarın torbalaşması olarak tanımlanmaktadır. Bu durumda testislerde kirli kan birikmekte ve testis ısısı bozulmaktadır. Varikosel problemi sperm ve testosteron kalitesini bozmaktadır.

Aynı zamanda el ile dokunulduğunda da hissedilmektedir. Bazen hastalar torbalarında solucan benzeri genişlemiş damarları fark edebilirler. Oldukça yaygın bir durumdur ve genelde genç erkeklerde meydana gelmektedir. Erkeklerin ortalama %10’luk kısmında oluşmaktadır.

Bununla birlikte kısırlık sorunu yaşayan erkeklerin ortalama %30’unda rastlanan ve testislerdeki kanı boşaltan toplardamarların varisleşmesi olarak da tanımlanabilmektedir. Testisin ısısının bozulması, toksik maddelerin içeride birikmesi kan akımını ve fonksiyonları etkilemektedir. Ayrıca sperm ve testosteron üretimini olumsuz etkilemektedir. Bu durumu yaşayan bazı kişilerde tedaviye ihtiyaç duyulmamaktadır. Ancak farklı durumlara neden olduğu fark edilirse tedavi uygulanmaktadır. Genelde uygulanan tedavi yönteminin ise cerrahi yöntemler olduğu gözlemlenmektedir.

Varikosel Belirtileri

Varikosel belirtileri sıkça merak edilen konular arasında bulunmaktadır. Bir çok hastada belirti vermez, Ancak bazı hastalarda da ağrıya neden olduğu görülebilmektedir. Bazı erkeklerde hafif ağrılar olabilirken bazıları şiddetli ağrılar yaşayabilmektedir. Kişiden kişiye değişen bu durumda özellikle fazla ayakta durmak etkilidir. Uzun süre ayakta durulması ve ağır işler yapılması ağrıların artmasına neden olabilmektedir. Gün içerisinde yaşanan ağrılarda farklılıklar görülebilmektedir.

Ağrı dışında varikosel en çok sperm sayısını ve hareketini bozmaktadır. Testisin ısısı arttığı için sperm üretimi yavaşlar. Bu durum çiftlerde çocuk sahibi olmayı geciktirebilir. Bazı hastalarda sol testisde küçülmeye neden olabilir.

Ankara varikosel belirtilerini aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz;

• Skrotumda Şişlik
• Testislerde Kabarıklık
• Testislerde ve kasıklarda ağrı
• Damarlı görünüm

Varikosel Neden Olur?

Varikosel neden olur? Varikosel neden oluştuğu tam olarak bilinmemektedir. Çocuk sahibi olan bireylere bakıldığında erkek kaynaklı problemin çoğunlukla varikosel olduğu görülmektedir. Kısırlıktan dolayı başvuran erkeklerde ise bu oran diğerine oranla 2 kat daha fazladır. Aynı zamanda genelde sol testis üzerinde oluşum göstermektedir ve bazen her iki testiste de görülebilmektedir. Çok nadir durumlarda ise sadece sağ testiste oluştuğu bilinmektedir. Sol testiste görülmesinin nedeni ise anatomik etkenlere bağlanmaktadır. Sol testisin daha aşağıda olması, sol testisteki toplardamarın daha uzun olması, sol testisin komşu organlar ile daha yakın konumda olması olarak sıralanabilmektedir. Aynı zamanda ideal kilonun üzerinde olma, beslenme alışkanlıkları ile birlikte alkol ve sigara tüketimi de varikosele neden olan faktörler arasında yer almaktadır.

Özellikle sol testisin sağ testise oranla biraz daha aşağıda olması, sol taraftaki damarın sağ tarafa göre daha uzun olması örnek verilebilmektedir. Bunların yanında sol testis toplardamarın karın içerisindeki diğer organlarla olan ilişkisi de bu duruma neden olabilmektedir. Ayrıca sol testis damarının boşalma şekli bu durumun sol tarafta olmasını da sağlayabilmektedir. Tüm bu nedenlerden dolayı %90 oranında sol testis üzerinde varikosel oluşmaktadır.

Varikosel Dereceleri

Varikosel dereceleri 3 farklı şekilde değerlendirilmektedir. Bu dereceler şu şekilde tanımlanmaktadır:

• 1. Derece: Ayakta muayene edilen hastada herhangi bir belirti gözlemlenememektedir. Ancak elle tespit edilebildiği bilinmektedir.
• 2. Derece: Yine ayakta muayene edilen hastada hafif belirtiler görülebilmektedir. Hasta ıkındığında ve Elle muayene sırasında damarlar görünür bir hale gelmekte ve belirginleşmektedir.
• 3. Derece: Ayakta muayene esnasında herhangi bir müdahale olmadan görünür bir şekle sahiptir.

Bazı durumlarda fiziksel muayene ile anlaşılamamaktadır ve bundan dolayı ultrason çekilmesi istenmektedir. Böylelikle daha iyi bir şekilde görülebilmekte ve teşhis koyulabilmektedir.

Sol Varikosel Nedir?

Sol varikosel nedir? Varikosel, testis torbası içerisinde yer alan damarların şişmesi olarak tanımlanmaktadır. Hemen her yaşta ortaya çıkabilmektedir ancak genç erkeklerde daha fazla olduğu gözlemlenmektedir. Genelde belirti vermemektedir ancak bazı durumlarda ağrı ve şişlik oluşturabilmektedir. Aynı zamanda varikosel görülen testis diğerine oranla daha büyük gözükebilmektedir. Bu testis ise büyük bir oranda sol testis olmaktadır. Çünkü sol testisin anatomik yapısında sağ testise oranla bazı farklılıklar görülmektedir.

Sol varikosel eğer herhangi bir belirti verirse mutlaka muayene olunması gerekmektedir. Bunun nedeni ise bazı hastalarda kısırlığa neden olmasından kaynaklanmaktadır. Fiziksel muayenenin yanında ultrason ile de gözlemlenebilmektedir. Ağrı ve şişliğe neden olduğu durumlarda ağrı kesici kullanımı önerilmektedir.

Sol testis üzerinde daha çok görülmesinin nedeni ise sağ testise göre daha aşağıda olmasından kaynaklanmaktadır. Ayrıca sol tarafta yer alan toplardamar sağ tarafa oranla daha uzun bir ilerleme kaydetmektedir. Bu sol tarafta yer alan toplardamarın diğer organlarla olan ilişkisi sağ tarafa oranla daha sıktır. Bir diğer neden ise sol testis damarının boşalma şeklinin yapısı varikosel durumunun daha çok solda görülmesine neden olmaktadır. Fark edildiği anda mutlaka muayene edilmesi ve gerekli tedavinin uygulanması önerilmektedir.

Sağ Varikosel Nedir?

Sağ varikosel nedir? Varikosel ortalama %90 oranında sol testis üzerinde görülmektedir. Ancak bazen her iki testise oluşumu da mümkündür. Nadiren ise sadece sağ testiste bulunduğu gözlemlenmektedir. Sağ testiste varikosel oluşan bazı hastaların böbrek tümörü bulunmaktadır ve sağda oluşma nedeni bundan kaynaklanmaktadır. Nadir bir durum olsa da gözden kaçırılmaması ve muayene edilmesi gerekmektedir.

Sağ varikosel oranının çok az olmasının nedeni anatomik yapılardan dolayı kaynaklanmaktadır. Sol testis ve sağ testisin yapılarında ve görünümlerinde birtakım farklılıklar bulunmaktadır. Bu farklılıklarda sol testiste varikosel oluşma ihtimalini yükseltmektedir.

Varikosel Teşhisi Nasıl Yapılır?

Varikosel teşhisi nasıl yapılır? Varikosel teşhisinin konulması kolay bir şekilde gerçekleştirilebilmektedir. İlk olarak fiziksel muayene gerçekleştirilmekte ve hastanın şikayetleri dinlemektedir. Fiziksel muayene esnasında ise testis torbası içerisinde bulunan damarlarda herhangi bir şişlik olup olmadığı kontrol edilmektedir. Testis içerisinde olan damarların düğümlenme tehlikesi de bulunabilmektedir ve muayene esnasında bu duruma da dikkat edilmektedir. Özellikle ayaktayken daha iyi görülebilmektedir ve muayene ayakta gerçekleştirilmektedir.

Aynı zamanda hastadan ıkınması veya öksürmesi istenebilmektedir. Bunun nedeni ise ıkınma ve öksürme gibi durumlarda varikosel durumunun daha iyi fark edilebilmesinden kaynaklanmaktadır. Testis boyutları da incelenmekte ve sonrasında ultrason çekilmesi de istenebilmektedir. Eğer varikosel nadiren de olsa sağ tarafta oluşmuş ise böbrek ultrasonu da istenmektedir. Çünkü sağ tarafta oluşmasının nedeni bazen böbrekte oluşan tümör olabilmektedir.

Varikosel Tedavisi Nasıl Yapılır?

Varikosel tedavisi nasıl yapılır? Bazı hastalarda tedaviye gerek duyulmamaktadır ancak bazı hastalarda ise cerrahi müdahale yapılması gerekmektedir. Özellikle genç erkeklerde oluştuğu durumlarda ameliyat yapılması önerilmektedir. Varikosel ameliyatı sonrasında bazı hastaların sperm değerlerinde artış yaşanmaktadır. Bununla birlikte kısırlığın giderilmesinde etki sağladığı gözlemlenmektedir.

Özellikle ağrılı varikoselde cerrahi yöntemlere başvurulduğu görülmektedir. Genç erkeklerde testislerin boyutuna etki edip etmediği kontrol edilmektedir ve sperm analizi gerçekleştirilmektedir.

Varikosel fark edildiğinde ya da bundan şüphe duyulduğunda mutlaka muayene edilmesi gerekmektedir. Uygun görüldüğü takdir de ameliyat ile tedavi. Ancak tedavi yöntemleri hastadan hastaya değişim gösterebilmektedir.